ѱ 1956
Türkçe Incil
Bölüm 1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14

  1 / Hezekiel

1:1 Ͽ ׹ ߿ ִ ϴ ϳ ̻ ̽ô

1:1 Otuzuncu yilda, dördüncü ayin besinci günü Kevar Irmagi kiyisinda sürgünde yasayanlar arasindayken gökler açildi, Tanridan gelen görümler gördüm.

1:2 ȣ߱ ̶

1:2 Kral Yehoyakinin sürgünlügünün besinci yilinda, ayin besinci günü,

1:3 ׹ ȣ ν Ƶ ֿ Ư ϰ ȣ Ǵ ϶

1:3 Kildan ülkesinde, Kevar Irmagi kiyisinda RAB Buzi oglu Kâhin Hezekiele seslendi. RABbin eli orada onun üzerindeydi. Hezekielin yasinin otuz oldugu saniliyor.

1:4 Ϲ濡 dz ū µ ӿ ½½Ͽ 鿡  Ÿ ̰

1:4 Kuzeyden esen kasirganin göz alici bir isikla çevrelenmis, ates saçan büyük bir bulutla geldigini gördüm. Atesin ortasi isildayan madeni andiriyordu.

1:5 ӿ Ÿµ ̷ϴ ̶

1:5 En ortasinda insana benzer dört canli yaratik duruyordu;

1:6 󱼰 ְ

1:6 her birinin dört yüzü, dört kanadi vardi.

1:7 ٸ ߹ٴ ۾ ߹ٴ

1:7 Bacaklari dimdikti, ayaklari buzagi ayagina benziyor ve cilali tunç gibi parliyordu.

1:8 ؿ ִ 󱼰 ̷ϴ

1:8 Dört yanlarinda, kanatlarin altinda insan elleri vardi. Dördünün de yüzleri, kanatlari vardi.

1:9 Ͽ Ű ƴϰ ϸ

1:9 Kanatlari birbirine degerek dosdogru ilerliyor, ilerlerken saga sola dönmüyordu.

1:10 󱼵 ̿ ̿ ̿ ڴ ̴

1:10 Her yaratigin dört yüzü vardi: Önde dördünün yüzü insan yüzüne, sagda dördünün aslan yüzüne, solda dördünün öküz yüzüne, arkada dördünün kartal yüzüne benzer bir yüzü vardi.

1:11 ̷ϸ 켭 Ѿ Ͽ

1:11 Yüzleri böyleydi. Kanatlari yukariya dogru açilmisti. Her yaratigin iki kanadi yanda öbür yaratiklarin kanadina degiyor, iki kanatla da bedenlerini örtüyordu.

1:12 ״ Ű ƴϰ ϸ

1:12 Her biri dosdogru ilerliyordu. Ruhlari onlari nereye yönlendirirse, saga sola sapmadan oraya gidiyorlardi.

1:13 Ұ ȶ ̿ ϸ ä ְ 

1:13 Canli yaratiklarin görünüsü yanan ates közleri ya da mesale gibiydi. Ates yaratiklarin ortasinda hareket ediyordu; isik saçiyor ve içinden simsekler çakiyordu.

1:14 շ

1:14 Yaratiklar simsek çakar gibi hizla ileri geri gidip geliyorlardi.

1:15 ִµ ϳ ְ

1:15 Bu dört yüzlü yaratiklara bakarken, her birinin yaninda, yere degen bir tekerlek gördüm.

1:16 Ѱ Ȳ ȿ ִ

1:16 Tekerleklerin görünüsü ve yapisi söyleydi: Sari yakut gibi parliyorlardi ve dördü de birbirine benziyordu. Görünüsleri ve yapilislari iç içe girmis bir tekerlek gibiydi.

1:17 Ű ʰ ϸ

1:17 Hareket edince yaratiklarin baktiklari dört yönden birine dogru saga sola sapmadan ilerliyordu.

1:18 ѷ ѷ ư鼭 ϸ

1:18 Tekerleklerin kenari yüksek ve korkunçtu; hepsi çepeçevre gözlerle doluydu.

1:19 翡 ϰ 鸱

1:19 Canli yaratiklar hareket edince, yanlarindaki tekerlekler de hareket ediyordu; yaratiklar yerden yükseldikçe, tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu.

1:20 ϸ ϴ 翡 鸮 ̴  ̶

1:20 Ruhlari onlari nereye yönlendirirse oraya gidiyorlardi. Tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu. Çünkü yaratiklarin ruhu tekerleklerdeydi.

1:21 ϸ ̵鵵 ϰ ġ ̵鵵 ġ 鸱 ̵鵵 翡 鸮 ̴  ̴

1:21 Yaratiklar hareket ettiginde onlar da hareket ediyor, yaratiklar durdugunda onlar da duruyor, yaratiklar yerden yükseldiginde onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratiklarin ruhu tekerleklerdeydi.

1:22 Ӹ â ־ ⿡ η

1:22 Kubbeye benzer, billur gibi parlak ve korkunç bir sey canli yaratiklarin baslari üzerine yayilmisti.

1:23 â ؿ Ͽ ִµ

1:23 Kubbenin altinda kanatlarinin biri öbürünün kanatlarina dogru açilmisti. Her birinin bedenini örten baska iki kanadi vardi.

1:24 Ҹ Ҹ͵ Ҹ Ҹ͵ 帮

1:24 Yaratiklar hareket edince, kanatlarinin çikardigi sesi duydum. Gürül gürül akan sularin çagiltisini, Her Seye Gücü Yetenin sesini, bir ordunun gürültüsünü ansitiyordu. Durunca kanatlarini indiriyorlardi.

1:25 Ӹ ִ â 帮

1:25 Kanatlari inik dururken, baslari üzerindeki kubbeden bir ses duyuldu.

1:26 Ӹ ִ â ִµ ־

1:26 Baslari üzerindeki kubbenin üstünde laciverttasindan yapilmis tahta benzer bir nesne vardi. Yüksekte, tahti andiran nesnede insana benzer biri oturuyordu.

1:27 㸮 ̻ Ƽ Ӱ 㸮 絵 Ƽ ä

1:27 Gördüm ki, beli andiran kisminin yukarisi içi ates dolu maden gibi isildiyordu, belden asagisi atese benziyordu ve çevresi göz alici bir isikla kusatilmisti.

1:28 ä ִ ̴ ȣ ̶ 帮 Ͻô ϶

1:28 Görünüsü yagmurlu bir gün bulutlarin arasinda olusan gökkusagina benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklik. RAB'bin görkemini andiran olayin görünüsü böyleydi. Görünce, yüzüstü yere yigildim, birinin konustugunu duydum.

  2 / Hezekiel

2:1 װ ̸õ ھ Ͼ װ ϸ Ͻø

2:1 Bana, ‹‹Ey insanoglu, ayaga kalk, seninle konusacagim›› dedi.

2:2 Ͻ ϻ ñ Ͻô Ҹ

2:2 O benimle konusur konusmaz Ruh içime girdi, beni ayaklarimin üzerinde durdurdu; benimle konusani duydum.

2:3 ̸õ ھ ʸ ̽ ڼ п 鼺, ϴ ڿ ׵ Ͽ ó ̸

2:3 Bana, ‹‹Ey insanoglu, seni Israil halkina, bana baskaldiran o asi ulusa gönderiyorum›› dedi, ‹‹Onlar ve atalari bugüne kadar bana karsi geldiler.

2:4 ڼ ϰ ڴ϶ ʸ ׵鿡 ʴ ׵鿡 ̸⸦ ȣ ̷Ͻô ϶

2:4 Bu halk dikbasli ve inatçidir. Seni onlara gönderiyorum. Onlara, ‹Egemen RAB söyle diyor› diyeceksin.

2:5 ׵ п ̶ ƴ ׵  ϶

2:5 Bu asi halk seni ister dinlesin, ister dinlemesin, yine de aralarinda bir peygamber oldugunu bilecektir.

2:6 ھ ʴ ÿ 񷹿 Բ óϸ  ׵ η η ׵ п ̶ η

2:6 Sen, ey insanoglu, onlardan ve sözlerinden korkma! Çevrende çalilar, dikenler olsa, akrepler arasinda yasasan bile korkma. Asi bir halk olsalar bile, onlarin söyleyeceklerinden korkma, onlar yüzünden yilginliga düsme.

2:7 ׵ п ڶ ƴ ʴ

2:7 Seni ister dinlesinler, ister dinlemesinler, onlara sözlerimi söyleyeceksin. Çünkü onlar asi bir halktir.

2:8 ھ װ ̸ п п װ ִ Ͻñ

2:8 Sen, ey insanoglu, sana söyleyecegimi dinle! Bu baskaldiran halk gibi asi olma! Agzini aç, sana verecegimi ye!››

2:9 Ͽ տ η縶 å ִ

2:9 Baktim, bana dogru uzanmis bir el gördüm; içinde tomar halinde bir kitap vardi.

2:10 װ װ տ ô ƿ ִµ ְ ְ ϵǾ

2:10 Tomari önümde açti, her iki yani da yaziliydi. Orada agitlar, iniltiler, figanlar yaziliydi.

  3 / Hezekiel

3:1 װ ̸õ ھ ʴ ޴ ʴ η縶 ԰ ̽ ӿ ϶ Ͻñ

3:1 Bana, ‹‹Ey insanoglu, sana verileni ye. Bu tomari yedikten sonra git, Israil halkina seslen›› dedi.

3:2 װ η縶 ̽ø

3:2 Böylece agzimi açtim, yemem için tomari bana verdi.

3:3 ̸õ ھ װ ִ η縶 迡 âڿ ä Ͻñ⿡ װ Կ ޱⰡ

3:3 Bana, ‹‹Ey insanoglu, sana verdigim tomari ye, mideni onunla doldur›› dedi. Bunun üzerine tomari yedim. Bal gibi tatli geldi bana.

3:4 װ ̸õ ھ ̽ ӿ ׵鿡 ϶

3:4 Sonra söyle dedi: ‹‹Ey insanoglu, Israil halkina git, onlara sözlerimi ilet.

3:5 ʸ ٸų 鼺 ƴϿ ̽ ӿ ̶

3:5 Çünkü seni konusmasi anlasilmaz, dili zor bir halka degil, Israil halkina gönderiyorum.

3:6 ʸ ٸų װ ˾Ƶ ƴϴ϶ ʸ ׵鿡 ׵

3:6 Evet, seni konusmasi anlasilmaz, dili zor, dediklerini anlamadigin halklara göndermiyorum. Onlara gönderseydim, seni dinlerlerdi.

3:7 ׷ ̽ ̸ Ͽ ƴϸ ̴ ƴ̴϶

3:7 Israil halki seni dinlemek istemeyecektir, çünkü o beni dinlemek istemiyor. Bütün Israil halki dikbasli ve inatçidir.

3:8 ׵ ϵ Ͽ ׵ ̸ ϵ ̸ Ͽ

3:8 Seni onlar kadar inatçi yapacagim, senin alnini onlarinki kadar katilastiracagim.

3:9 ̸ ȭ ݰ Ͽ ׵ п ̶ η Ͻð

3:9 Alnini çakmak tasindan daha sert bir kaya gibi yapacagim. Her ne kadar asi bir halksalar da onlardan korkma, yilma.››

3:10 ̸õ ھ װ ̸ ʴ ͷ

3:10 Bana, ‹‹Ey insanoglu, iyice dinle ve sana söyleyeceklerimi yüregine yerlestir›› dedi,

3:11 Է ׵ ƴ ׵鿡 Ͽ ̸⸦ ȣ ̷Ͻô ϶ Ͻô

3:11 ‹‹Simdi sürgünde yasayan halkina git ve seni ister dinlesinler, ister dinlemesinler, onlara, ‹Egemen RAB söyle diyor› de.››

3:12 øôµ ڿ ũ ︮ Ҹ ̸⸦ ȣ óҿ ϴ

3:12 Sonra Ruh beni kaldirdi ve arkamda, ‹‹RABbin görkemine kendi yerinde övgüler olsun!›› diye büyük bir gürleme duydum.

3:13 ̴ ε Ҹ 翡 Ҹ ũ ︮ Ҹ

3:13 Canli yaratiklarin birbirine çarpan kanatlarinin çikardigi sesi, yanlarindaki tekerleklerin gürültüsünü, büyük bir gürleme duydum.

3:14 ÷ ôµ ٽϰ ϴ ȣ Ǵ ְ Ͻô

3:14 Ruh beni kaldirip götürdü. RABbin güçlü eli üzerimde oldugu halde, üzüntüyle, öfkeyle gittim.

3:15 ̿ ƺ ̸ 鼺 ׹ ϴ ڵ鿡 ư ߿ δ ĥ ϶

3:15 Kevar Irmagi kiyisindaki Tel-Abibde yasayan sürgünlerin yanina geldim. Orada, yasadiklari yerde onlarin arasinda saskinlik içinde yedi gün kaldim.

3:16 ĥ Ŀ ȣ Ͽ

3:16 Yedi gün sonra RAB bana söyle seslendi:

3:17 ھ ʸ ̽ ļ ʴ Ͽ ׵ ġ

3:17 ‹‹Insanoglu, seni Israil halkina bekçi atadim. Benden bir söz duyar duymaz onlari benim yerime uyaracaksin.

3:18 ο ϱ⸦ ʴ װ ġ ƴϰų ο Ϸ ƴϸ ˾ ߿ Ͽ տ ã ̰

3:18 Kötü kisiye, ‹Kesinlikle öleceksin› dedigim zaman onu uyarmaz, yasamini kurtarmak amaciyla onu kötü yolundan döndürmek için konusmazsan, o kisi günahi içinde ölecek; ama onun kanindan seni sorumlu tutacagim.

3:19 װ ġ װ Ű ƴϸ ״ ˾ ߿ Ͽ ʴ ϸ

3:19 Ancak kötü kisiyi uyardigin halde kötülügünden ve kötü yolundan dönmezse, o günahi içinde ölecek. Ama sen canini kurtarmis olacaksin.

3:20 ǿ ̹ Ǵ ƴ϶ տ ġ θ װ ̴ װ ׸ ġ ̶ װ ߿ Ͽ տ ã

3:20 ‹‹Dogru kisi dogrulugundan döner de kötülük yaparsa, onu yikima ugratacagim, o da ölecek. Onu uyarmadigin için günahi içinde ölecek, yaptigi dogru isler anilmayacak. Ancak onun kanindan seni sorumlu tutacagim.

3:21 ׷ װ ġ ʰ ϹǷ װ ġ ƴϸ 츮 ̴ ħ ̸ ʵ ȥ ϸ

3:21 Ama dogru kisiyi günah islemesin diye uyarirsan, o da günah islemezse, kesinlikle yasayacak. Çünkü o uyarilara kulak vermistir; sen de canini kurtarmis olacaksin.››

3:22 ȣͲ Ǵ ű⼭ Ͻð ̸õ Ͼ ư ű⼭ ʿ ϸ Ͻñ

3:22 RABbin eli orada üzerimdeydi. Bana, ‹‹Kalk, ovaya git›› dedi, ‹‹Orada seninle konusacagim.››

3:23 Ͼ ư ȣ ű ӹµ ׹ 帮

3:23 Böylece kalkip ovaya gittim. RABbin görkemi tipki Kevar Irmagi kiyisinda gördügüm gibi orada durmaktaydi. Yüzüstü yere yigildim.

3:24 ϻ ð Ͽ ʴ 

3:24 Ruh içime girdi, beni ayaklarimin üzerinde durdurdu. Benimle söyle konustu: ‹‹Git, evine kapan.

3:25 ھ ٷ ʸ Ÿ װ ׵  ̶

3:25 Halkin arasina çikmaman için seni halatlarla baglayacaklar, ey insanoglu.

3:26 õ忡 ٰ Ͽ ʷ  Ǿ ׵ åڰ ϰ ϸ ׵ п ̴϶

3:26 Dilini damagina yapistiracagim; konusmayacak, onlari paylayamayacaksin. Çünkü bu halk asidir.

3:27 ׷ ʿ ʴ ׵鿡 ̸⸦ ȣ ̷Ͻô ϶ ڴ ̿ ڴ ƴϸ ׵ п ̴϶

3:27 Ama seninle konustugumda dilini çözecegim. Onlara, ‹Egemen RAB söyle diyor› diyeceksin. Dinleyen dinlesin, dinlemeyen dinlemesin. Çünkü bu halk asidir.››

  4 / Hezekiel

4:1 ھ ڼ ٰ տ 췽 ׸

4:1 ‹‹Sen, ey insanoglu, bir tugla al, önüne koy, üzerine Yerusalim Kentini çiz.

4:2 ε װ ġ ѷ

4:2 Kenti kusat, duvarla çevir. Kente karsi toprak rampalar yap, ordugah kur, çevresine kütükler yerlestir.

4:3 ö ٰ ʿ ̿ ξ ö Ͽ δ ó ζ ̰ ̽ ӿ ¡ Ǹ

4:3 Sonra demir bir sac al; demirden bir duvar gibi kendinle kentin arasina koy. Yüzünü ona dogru çevir. Kent kusatma altinda tutulacak, onu sen kusatacaksin. Bu Israil halki için bir belirti olacak.

4:4 ʴ ̽ ˾ ϵ ˾ ϶

4:4 ‹‹Sonra sol yanina uzan, Israil halkinin günahini yüklen. Sol yanina uzanacagin günler kadar onlarin suçunun cezasini çekeceksin.

4:5 ׵ ޼ װ Ͽ ̴϶ ʴ ̷ ̽ ˾ ϰ

4:5 Suçlarinin yil sayisi kadar sana gün ayirdim. Böylece üç yüz doksan gün Israil halkinin suçunun cezasini çekeceksin.

4:6 ŵ ʴ ˾ ϶ װ Ϸ Ͽ ̴϶

4:6 ‹‹Bunu yaptiktan sonra, bu kez sag yanina uzan, Yahuda halkinin suçunun cezasini çek. Sana kirk gün, her yil için bir gün ayirdim.

4:7 ʴ 췽 Ͽ ް ϶

4:7 Yüzünü Yerusalim kusatmasina çevir, çiplak kollarini kaldirip Yerusalime karsi peygamberlik et.

4:8 ٷ ʸ ̸ װ δ ̸ ϸ

4:8 Kusatma günlerini bitirinceye dek bir yandan öbür yana dönmemen için seni halatlarla baglayacagim.

4:9 ʴ а ϰ ͸ ٰ ׸ Ͽ Ե

4:9 ‹‹Bugday, arpa, bakla, mercimek, dari, kizil bugday al, bir kaba koy. Bunlardan kendine ekmek yap. Bir yanina uzanacagin üç yüz doksan gün boyunca bu ekmekten yiyeceksin.

4:10 ʴ Ĺ ޾Ƽ Ϸ ̽ ߾ ԰

4:10 Her gün belirli zamanda yemen için yirmi sekel ekmek tartacaksin.

4:11 Ͼ Ǿ ö

4:11 Bunun gibi suyu da belirli zamanda, ölçüyle, bir hinin altida biri kadar içeceksin.

4:12 ʴ װ ó Ե ׵ κ ǿ ϶

4:12 Yiyecegini arpa pidesi yer gibi ye ve insan diskisindan ates yakip üzerinde halkin gözü önünde pisir.››

4:13 ȣͲ Ѿ ̽ ڼ ű⼭ ̿ Ͻñ

4:13 RAB, ‹‹Uluslar arasina dagitacagim Israil halki böylelikle kirli sayilan yiyecekleri yiyecek›› dedi.

4:14 ε ȣ ȣͿ ȥ ̴ ݱ ̳ ¿ ƴϿ ⸦ Կ ƴϿ̴

4:14 Ben, ‹‹Eyvah, ey Egemen RAB!›› diye karsilik verdim, ‹‹Hiçbir zaman kirli sayilan bir seye dokunmadim. Gençligimden bu yana kendiliginden ölmüs ya da yabanil bir hayvan tarafindan öldürülmüs bir hayvanin etini yemedim, agzima kirli sayilan et koymadim.››

4:15 ȣͲ ̸õ κ ϱ⸦ ϳ ʴ װ ϶

4:15 ‹‹Peki›› dedi, ‹‹Ekmegini insan diskisi yerine tezek yakip üzerinde pisirmene izin verecegim.››

4:16 ̸õ ھ 췽 Ƿϴ 鼺 ߿ ޾ ԰ δ ߿ Ǿ ôٰ

4:16 Sonra, ‹‹Insanoglu, Yerusalimi her türlü yiyecekten yoksun birakacagim›› dedi, ‹‹Bu halk yiyecegini tartiyla ve kaygi içinde yiyecek, suyunu ölçüyle ve saskinlik içinde içecek.

4:17 Ͽ δϿ ϸ ˾ ߿ ϸ

4:17 Yiyecegi de suyu da azalacak. Hepsi saskinliga düsecek, günahlari içinde eriyip yok olacak.

  5 / Hezekiel

5:1 ھ ʴ īο Į Ͽ 赵 Ӹа Ƽ £ ޾ ٰ

5:1 ‹‹Ey insanoglu, keskin bir kiliç al, berber usturasi gibi kullanarak basini, sakalini tiras et. Sonra bir terazi getir, killari bölümlere ayir.

5:2 δ ŵ ʴ ͷ ȿ һ縣 濡 Į ġ ٶ ڸ Į

5:2 Yerusalimin kusatilmasi bitince, killarin üçte birini kentin ortasinda yakacaksin. Üçte birini kiliçla kentin çevresine firlatacak, kalan üçte birini de rüzgara savuracaksin. Ben de yalin kiliç onlarin pesine düsecegim.

5:3 ʴ ͷ ߿ ڶ ΰ

5:3 Birkaç tel kil birak, giysinin kivrimlarina tak.

5:4  󸶸 ҿ 縣 ӿ ̽ ӿԷ

5:4 Yine birkaçini alip atese at, yansin. O killardan bütün Israil halkina ates yayilacak.

5:5 ȣͲ ̰ 췽̶ ׸ ̹  ξ ѷ ְ ϿŴ

5:5 ‹‹Egemen RAB diyor ki: Bu Yerusalimi uluslarin ortasina yerlestirdim, çevresini ülkelerle kusattim.

5:6 װ Էʸ Ž ̹κ ϸ ʵ ׸ ѷ ִ 溸 ϴ ̴ ׵ Էʸ ʸ ġ ƴϿ̴϶

5:6 Öyleyken Yerusalim çevresindeki bütün uluslardan ve ülkelerden daha çok kötülük yaparak ilkelerimi, kurallarimi çignedi. Ilkelerime karsi geldi, kurallarim uyarinca davranmadi.

5:7 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ѷ ִ ̹κ Ͽ ʸ ġ ƴϸ Էʸ Ű ƴϰ ѷ ִ ̹ Էʴε ġ ƴϿ϶

5:7 Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki: Çevrenizde yasayan uluslardan daha azgindiniz, kurallarimi izlemediniz, ilkelerime uymadiniz. Çevrenizde yasayan uluslarin ilkelerine de uymadiniz.

5:8 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ʸ ġ ̹ ߿

5:8 ‹‹Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki: Iste ben size karsiyim, uluslarin gözü önünde sizi cezalandiracagim.

5:9 Ϸ Ͽ Ĺϰ װ

5:9 Yaptiginiz bütün igrençlikler yüzünden önceden yapmadigimi, bir daha yapmayacagimi size yapacagim.

5:10 ׸ ߿ ƺ Ƶ ԰ Ƶ ƺ װ ߿ ڸ 濡

5:10 Böylece aranizda babalar çocuklarini, çocuklar da babalarini yiyecekler. Sizi cezalandiracagim, sag kalanlarinizi her yana dagitacagim.

5:11 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ΰ ͼϳ װ ̿ ǰ Ϸ Ҹ ʸ Ʋ ƴϸ Ǯ ƴϰ ̾ϰ ϸ

5:11 Egemen RAB varligim hakki için diyor, madem tapinagimi igrenç put ve uygulamalarinizla kirlettiniz, ben de sizi esirgemeyecek, size acimayacak, sizi kayirmayacagim.

5:12  ¿ ̿ 濡 Į 巯 ̸ 濡 ڸ Į

5:12 Kentte yasayanlarinizin üçte biri salgin hastalik ya da kitlik yüzünden yok olacak; üçte biriniz çevrede kiliçtan geçirilecek; üçte birinizi de her yana dagitip yalin kiliç pesinize düsecegim.

5:13 ̿ 밡 ׵鿡 Ǯ ÿϸ ׵鿡 ȣͰ ׵ ˸

5:13 ‹‹Böylece kizginligim son bulacak, onlara karsi öfkemi yatistiracagim. O zaman ben de rahata kavusacagim. Öfkemi onlarin üzerine bosaltinca, ben RABbin kiskançligimdan onlarla konustugumu anlayacaklar.

5:14 ʷ Ȳ ϰ ʸ ѷ ִ ̹ ߿ ɿŸ ǰ ϸ

5:14 ‹‹Çevrenizdeki uluslar arasinda, yoldan her geçenin gözü önünde sizi yikima ugratacak, asagilayacagim.

5:15 а å װ ʸ ѷ ִ ̹ο װ ϰ Ǹ ȣ ̴϶

5:15 Öfke, kizginlik ve aci paylamalarla sizi cezalandirdigimda çevrenizdeki uluslar arasinda alay konusu olacak, asagilanacaksiniz; ders alinacak, sasilacak bir duruma düseceksiniz. Ben, RAB bunu söyledim.

5:16 ϴ Ϸ Ͽ Ƿϴ ̶

5:16 Sizi yok etmek için üzerinize öldürücü, yikici kitlik oklarini salacagim. Üzerinize salacagim kitligi daha da artiracak, sizi her türlü yiyecekten yoksun birakacagim.

5:17 ٰ 񿡰 ܷӰ ϰ  ¿ ϰ ϰ Į 񿡰 ϰ ϸ ȣ ̴϶

5:17 Üzerinize kitlik ve yabanil hayvanlar salacagim, sizi çocuklarinizdan edecekler. Salgin hastalik ve dökülen kan sizi süpürüp yok edecek; basiniza da kiliç getirecegim. Ben, RAB böyle söyledim.››

  6 / Hezekiel

6:1 ȣ Ͽ

6:1 RAB bana söyle seslendi:

6:2 ھ ʴ ̽ Ͽ ׵鿡 Ͽ

6:2 ‹‹Ey insanoglu, yüzünü Israil daglarina dogru çevir ve onlara karsi peygamberlik et.

6:3 ̸⸦ ̽ ȣ ȣͲ ó ¥⸦ Ͽ Ͻñ⸦ Į 񿡰 ϰ Ͽ ϸ

6:3 De ki, ‹Ey Israil daglari, Egemen RABbin sözünü dinleyin. Egemen RAB daglara, tepelere, vadilere, derelere söyle diyor: Üzerinize kiliç gönderecegim, tapinma yerlerinizi yikacagim.

6:4 Ȳϰ ¾ ĵ ̸ ߿ Ͽ տ 巯 ̶

6:4 Sunaklarinizi devirecek, buhur sunaklarinizi paramparça edecegim. Kiliçtan geçirilmis halkinizi putlarinizin önüne düsürecegim.

6:5 ̽ ڼ ü տ θ ذ 濡

6:5 Israillilerin cesetlerini putlarinin önüne atacak, kemiklerini sunaklarinin çevresine dagitacagim.

6:6 ϴ 縷 Ǹ Ȳϰ ϸ ̴ Ȳϸ ¾ ϸ

6:6 Yasadiginiz her yerde kentleriniz yakilip yikilacak, tapinma yerleriniz yerle bir edilecek. Öyle ki, sunaklariniz devrilip yikilsinfç, putlariniz ezilip paramparça olsun, buhur sunaklariniz yok edilsin, el emeginiz bosa çiksin.

6:7 ߿ Ͽ 巯 Ͽ ȣ ˰ Ϸ ̴϶

6:7 Halkiniz her yerde öldürülecek. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz. ‹‹Suçlu çikarilsin››.

6:8 ׷ 濡 ߿ Į Ͽ ̹ ߿ ִ ڰ ְ

6:8 ‹‹ ‹Birkaç kisiyi ölümden kurtaracagim. Ülkelere, uluslar arasina dagilan bazilariniz kiliçtan kurtulacak.

6:9 ڰ ̹ ߿ ־ ϵ ׵ ٽ ϰ źϸ ̴ Ϸ Ͽ̶

6:9 Kurtulanlar tutsak alindiklari uluslarda beni animsayacaklar. Benden dönen sadakatsiz yüreklerinden, putlari ardinca sehvete sürükleyen gözlerinden derin aci duydum. Yaptiklari kötülükler ve igrenç uygulamalar yüzünden kendilerinden tiksinecekler.

6:10 ׵ ȣ ˸ ̷ ׵鿡 ڴ ƴϴ϶

6:10 Benim RAB oldugumu, baslarina bu felaketi getirecegimi bosuna söylemedigimi anlayacaklar.

6:11 ȣͲ ʴ ջ ġ ȣ ̽ ϹǷ ʰ Į ٰ ¿ ϵ

6:11 ‹‹ ‹Egemen RAB söyle diyor: Ellerinizi çirpin, ayaklarinizi yere vurun, Israil halkinin bütün kötü ve igrenç uygulamalarindan ötürü inleyin! Çünkü kiliçla, kitlikla, salgin hastalikla yok olacaklar.

6:12 ִ ڴ ¿ װ ִ ڴ Į 巯 ־ ڴ ٿ ̰ 븦 ׵鿡 ̷

6:12 Uzaktakiler salgin hastaliktan ölecek, yakindakiler kiliçtan geçirilecek, kusatma sirasinda sag kalanlar kitliktan ölecek. Böylece onlara duydugum öfkeye son verecegim.

6:13 ü ̿, 濡, , ⿡, Ǫ Ʒ, Ʒ 󿡰 ϴ ȣ ˸

6:13 Putlarinin arasina, sunaklarinin çevresine, her yüksek tepeye, dag doruguna, her yeseren bol yaprakli agacin altina cesetleri serilince, benim RAB oldugumu anlayacaklar. Oralarda putlarina güzel kokulu buhur sundular.

6:14 ׵ 켭 ϴ ߿ óϰ Ȳϰ ϸ ׵ ȣ ˸

6:14 Elimi onlara karsi uzatacak, çölden Rivla'ya kadar yasadiklari ülkeyi yerle bir edip issiz birakacagim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaklar.› ››

  7 / Hezekiel

7:1 ȣ Ͽ

7:1 RAB bana söyle seslendi:

7:2 ھ ȣ ̽ Ͽ ϳ

7:2 ‹‹Ey insanoglu, Egemen RAB Israil ülkesine söyle diyor: Son yaklasti! Ülkenin dört kösesinin sonu geldi.

7:3 װ ̸ 븦 װ Ͽ ϰ ϸ

7:3 Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi yagdiracagim. Yaptiklarina göre seni yargilayacak, bütün igrenç uygulamalarinin karsiligini verecegim.

7:4 ʸ Ʋ ƴϸ ƴϰ ʸ Ͽ ߿ Ÿ ϸ ȣ ˸

7:4 Sana acimayacak, seni esirgemeyecegim. Yaptiklarinin ve sendeki igrenç uygulamalarin karsiligini verecegim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.

7:5 ȣͲ ̷δ ̷δ, ӹϵ

7:5 ‹‹Egemen RAB söyle diyor: Yikim! Iste duyulmamis bir yikim geliyor.

7:6 , , ʸ ġ Ͼ ӹϵ

7:6 Sonun geldi! Evet, sonun geldi! Sana karsi uyaniyor. Iste geliyor.

7:7 Źξ װ ϵ ̸ ̿ 꿡 θ ƴϷδ

7:7 Ey ülkede yasayan halk, yikima ugrayacaksin. Yikim zamani yaklasti! Gün yakin! Daglarin üzerinden sevinç sesi yerine kargasa sesi geliyor.

7:8 װ 븦 װ ̷ ʸ Ͽ װ ϵ

7:8 Çok yakinda kizginligimi üzerine bosaltacak, sana duydugum öfkeyi üzerine dökecegim. Yaptiklarina göre seni yargilayacak, bütün igrenç uygulamalarinin karsiligini verecegim.

7:9 ʸ Ʋ ƴϸ ƴϰ ʸ Ͽ ߿ Ÿ ϸ ȣͰ ġ װ ˸

7:9 Sana acimayacak, seni esirgemeyecegim. Yaptiklarinin ve sendeki igrenç uygulamalarin karsiligini verecegim. O zaman seni cezalandiranin ben RAB oldugumu anlayacaksin.

7:10 ̷δ ӹϵ ̸ ̰ Ǹ

7:10 ‹‹Iste o gün! Gün yaklasti! Yikim hazir. Degnek çiçeklendi, gurur tomurcuklandi.

7:11 Ͼ ˾ ̰ Ǿ ׵鵵, , 繰 ϳ ƴϰ Ƹٿ ͵ δ

7:11 Zorbalik ayaklanip kötülügün sopasi oldu. Halktan, o kalabaliktan kimse kalmayacak; mallarindan, görkemlerinden bir sey kalmayacak.

7:12 ̸ ڵ ⻵ Ĵ ڵ ٽ 밡 ̷δ

7:12 ‹‹Son yaklasti! Gün geldi! Alici sevinmesin, satici üzülmesin. Çünkü öfkem bütün halkin üzerine yagacak.

7:13 ڰ ִ ٽ ư ϸ ̴ ÷ ϱ⸦ ϳ ư ڰ ڰ Ȱ ϰ ڵ Ͽ̷δ

7:13 Satici yasadigi sürece sattigini geri alamayacak. Çünkü herkesi ilgilendiren bu görüm degistirilmeyecek. Isledigi günahlar yüzünden kimse canini koruyamayacak.

7:14 ׵ Ҿ ° Ͽ £ ̴ 밡 ̶

7:14 Borazan çalindi, herkes hazir, ama kimse savasa gitmeyecek. Çünkü öfkem bütün halkin üzerindedir.

7:15 ۿ Į ְ ȿ ¿ ־ 翡 ִ ڴ Į ̿ ִ ڴ ٰ ¿ ̸

7:15 ‹‹Iste disarda kiliç, içerde salgin hastalik ve kitlik. Kentin disindakiler kiliçla öldürülecek, kenttekilerse kitliktan, salgin hastaliktan yok olacak.

7:16 ϴ ڴ Ͽ ڱ ˾ ߿ ¥ ѱó ̸

7:16 Sag kalanlar vadilerdeki güvercinler gibi daglara kaçacak; her biri günahindan ötürü inleyecek.

7:17 ǰϰ ̶

7:17 Eller gevseyecek, dizler titreyecek.

7:18 ׵ 㸮 ̿ η ׵ ̿ 󱼿 ġ ְ Ӹ Ӹ ̸

7:18 Çul kusanacak, dehsete düsecekler. Yüzleri utançtan kizaracak, baslari tiras edilecek.

7:19 ׵ Ÿ ⸮ ̴ ȣ 븦 Ǫ ׵ ϸ ɷ ϰ ϰų âڸ ä ϰ ˾ǿ ġ ̷δ

7:19 Gümüslerini sokaga atacaklar. Altinlari kirli sayilacak. RABbin öfkesini bosalttigi gün onlari ne altinlari, ne gümüsleri kurtarabilir. Bunlarla ne açliklarini giderebilir, ne karinlarini doyurabilirler. Altin ve gümüs onlari suça sürükledi.

7:20 ׵ ȭ Ͽ ǰ װ ̿ װ ׵鿡 ǰ Ͽ

7:20 Mücevherlerinin güzelligiyle gururlanirlardi. Igrenç, tiksindirici putlarini bunlardan yaptilar. Bu yüzden mücevherlerini kirli bir nesneye çevirecegim.

7:21 տ ٿ 뷫ϰ ϸ ο ٿ ׵ ŻϿ ϰ

7:21 Hepsini yagma mal olarak yabanci uluslara, ganimet olarak dünyadaki kötülere verecegim; onlari kirletecekler.

7:22 ׵鿡Լ Ű ׵ óҸ ڵ ű ͼ

7:22 Yüzümü onlardan çevirecegim. Degerli tapinagimi kirletecekler; zorbalar içeri girip orayi kirletecekler.

7:23 ʴ 罽 ̴ 긮 ˰ ϰ á̶

7:23 ‹‹Kendinize zincirler hazirlayin! Ülkede kan akitiliyor, kent zorbalik dolu.

7:24 ̹ ̸ ϰ ϰ ġ ϸ Ұ ϸ

7:24 Uluslarin en kötülerini buraya getirecegim; evlerinizi mülk edinecekler. Güçlülerin gururuna son verecegim. Kutsal yerleri kirletilecek.

7:25 и ̸ ׵ Ͽ ̶

7:25 Korku gelince esenlik arayacak, ama bulamayacaklar.

7:26 ȯ ȯ ϰ ҹ ҹ ׵ ڿ ø ϳ ̸ 忡Դ ̿ οԴ ̸

7:26 Yikim üstüne yikim gelecek. Kötü haberler birbirini kovalayacak. Peygamberden görüm isteyecekler; kâhin Kutsal Yasayi ögretemeyecek, ileri gelenler ögüt veremeyecek.

7:27 ϰ Ե ϸ Ź ׵鿡 ˾Ǵ ׵ ׵ ȣ ˸

7:27 Kral yas tutacak, önder umutsuzluga düsecek, ülkedeki halkin korkudan elleri titreyecek. Onlari yaptiklarina göre cezalandiracak, yargiladiklari gibi yargilayacagim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaklar.››

  8 / Hezekiel

8:1 Ͽ ɾҰ ε տ ɾҴµ ȣ Ǵ ű⼭ ϱ

8:1 Sürgünlügün altinci yili, altinci ayin besinci günü evde Yahudanin ileri gelenleriyle otururken Egemen RABbin eli bana dokundu.

8:2 ־ 㸮 㸮 ̻ ä

8:2 Baktim, insana benzer birini gördüm: Görünüsü, belinden asagisi atesi andiriyor, belinden yukarisi maden gibi isildiyordu.

8:3 װ 켭 Ӹ õ ̷ øð ϳ ̻  ̲ 췽 ȶ  ̸ô ű ⸦ ݹ ϴ ڸ ִ ̶

8:3 Eli andiran bir sey uzatip beni saçlarimdan tuttu. Ruh beni yerle gök arasina kaldirdi ve Tanridan gelen görümlerde Yerusalime, iç avlunun kuzeye bakan kapisinin giris bölümüne götürdü. Tanrinin kiskançligini uyandiran kiskançlik putu orada dikiliydi.

8:4 ̽ ϳ ű ִµ 鿡 ̻

8:4 Ovada gördügüm görümdeki gibi, Israilin Tanrisinin görkemi oradaydi.

8:5 װ ̸õ ھ ʴ ٶ󺸶 Ͻñ ٶ󺸴 ִ

8:5 Sonra bana, ‹‹Ey insanoglu, kuzeye bak!›› dedi. Baktim, sunak kapisinin kuzeye bakan giris bölümünde duran kiskançlik putunu gördüm.

8:6 װ ̸õ ھ ̽ ϴ ׵ ⼭ ũ Ͽ Ҹ ָ ϴ϶ ʴ ٽ ٸ ū Ͻô

8:6 Bana, ‹‹Insanoglu, ne yaptiklarini görüyor musun?›› dedi, ‹‹Tapinagimdan uzaklasayim diye Israil halki çok igrenç seyler yapiyor. Bundan daha igrenç seyler göreceksin.››

8:7 װ ̲ ̸ñ 㿡 ִ

8:7 Beni avlunun giris bölümüne getirdi. Baktim, duvarda bir delik gördüm.

8:8 װ ̸õ ھ ʴ Ͻñ ִ

8:8 Bana, ‹‹Haydi duvari del, insanoglu›› dedi. Duvari deldim, orada bir kapi gördüm.

8:9 ̸õ  ׵ ű⼭ ϴ ϰ Ͻñ

8:9 Bana, ‹‹Içeri gir de burada yaptiklari kötü ve igrenç seyleri gör›› dedi.

8:10  ° ̽ ׷Ȱ

8:10 Böylece içeriye girip baktim. Duvarin her yanina çesit çesit sürüngen, igrenç hayvan sekilleri ve Israil halkinin bütün putlari oyulmustu.

8:11 ̽ ĥ տ Ƶ ߾ƻĵ  տ θ µ ⿬

8:11 Israil ileri gelenlerinden yetmis kisiyle Safan oglu Yaazanya orada, putlarin önünde duruyordu. Her birinin elinde bir buhurdan vardi; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu.

8:12 ̸õ ھ ̽ ε ο  ϴ װ Ҵ ׵ ̸⸦ ȣͲ 츮 ƴϽø ̴ ϴ϶

8:12 ‹‹Insanoglu, Israil halkinin ileri gelenlerinin kendi putlarinin odalarinda, karanlikta neler yaptiklarini gördün mü?›› dedi, ‹‹Onlar, ‹RAB bizi görmüyor, RAB ülkeyi birakti› diyorlar.››

8:13 ̸õ ʴ ٽ ׵ ϴ ٸ ū Ͻô

8:13 Bana yine, ‹‹Daha igrenç seyler yaptiklarini da göreceksin›› dedi.

8:14 װ ȣ  Ϲ ̸ñ ű ε ɾ 㹫 Ͽ ְϴ

8:14 Bundan sonra beni RABbin Tapinaginin kuzeye bakan kapisinin giris bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz için aglayan kadinlari gördüm.

8:15 װ ̸õ ھ װ װ Ҵ ʴ ̺ ū Ͻô

8:15 Bana, ‹‹Insanoglu, bunu gördün mü? Bundan daha igrenç seyler de göreceksin›› dedi.

8:16 װ ȣ ȶ㿡 ñ ȣ ̿ ̽ ȣ Ͽ ¾翡 ϴ

8:16 Beni RABbin Tapinaginin iç avlusuna götürdü. Tapinagin girisinde, eyvanla sunak arasinda yirmi bes kadar adam vardi. Sirtlarini RABbin Tapinagina, yüzlerini doguya dönmüs, günese tapiniyorlardi.

8:17 ̸õ ھ װ Ҵ ⼭ ϰڴ ׵ ä ٽ 븦 ݵϰ ڿ ξ϶

8:17 Bana, ‹‹Insanoglu, bunlari gördün mü?›› dedi, ‹‹Yahuda halki burada yaptigi igrenç seyler yetmiyormus gibi, ülkeyi zorbalikla doldurup beni sürekli öfkelendiriyor. Bak, dali nasil burunlarina uzatiyorlar!

8:18 ׷Ƿ г Ʋ ƴϰ Ǯ ƴϸ ׵ ū Ҹ Ϳ θ¢ ƴϸ

8:18 Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak, acimayacagim, onlari esirgemeyecegim. Yüksek sesle beni çagirsalar bile onlari dinlemeyecegim.››

  9 / Hezekiel

9:1 װ ū Ҹ Ϳ ϴ ڵ ϴ 踦 տ ƿ ϶ Ͻô

9:1 Sonra yüksek sesle, ‹‹Kenti cezalandiracak olanlar, ellerinde yok edici silahlariyla buraya gelsin›› diye seslendigini duydum.

9:2 µ տ ϴ 踦 Ұ ߿ ԰ 㸮 ׸ á ׵ ͼ 翡

9:2 Kuzeye bakan yukari kapi yolundan alti kisinin geldigini gördüm. Her birinin elinde ölümcül bir silah vardi. Aralarinda keten giysili, belinde yazi takimi olan bir adam vardi. Içeriye girip tunç sunagin yaninda durdular.

9:3 ׷쿡 ӹ ִ ̽ ϳ ö 濡 ̸ ȣͲ ԰ ׸ ҷ

9:3 Israil Tanrisinin görkemi bulundugu yerden, Keruvlarin üzerinden ayrilip tapinagin esigine gitti. RAB keten giysili, belinde yazi takimi olan adama seslendi:

9:4 ̸õ ʴ 췽 ߿ Ͽ  ϴ Ϸ Ͽ źϸ ̸ ǥ϶ Ͻð

9:4 ‹‹Yerusalim Kentinin içinden geç, orada yapilan igrenç seylerden ötürü dövünüp aglayanlarin alinlarina isaret koy›› dedi.

9:5 µ ڿ ̸õ ڸ ߿ ϸ Ʋ Ǯ ļ

9:5 Öbürlerine, ‹‹Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acimadan, kimseyi esirgemeden öldürün›› dedigini duydum.

9:6 ڿ ڿ ó  ̿ γฦ ̵ ̸ ǥ ִ ڿԴ ҿ ϶ Ͻø ׵ տ ִ ڵκ ϴ

9:6 ‹‹Yasliyi, genci, genç kizi, kadini, çocuklari öldürün. Yalniz alinlarinda isaret olanlara dokunmayin. Ise tapinagimdan baslayin.›› Onlar da tapinagin önünde duran Israil ileri gelenlerinden ise basladilar.

9:7 װ ׵鿡 ̸õ ü 㿡 ä Ͻø ׵ ߿ ġ

9:7 Onlara, ‹‹Tapinagi kirletin, avlularini cesetlerle doldurun. Haydi baslayin!›› dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye basladilar.

9:8 ׵ ĥ Ȧ ִ 帮 θ¢ ε ȣ ȣͿ 췽 Ͽ г븦 ÿ ̽ ڸ Ϸ Ͻó̱

9:8 Onlar halki öldürürken ben tek basima kaldim. Yüzüstü yere kapanip, ‹‹Ah, ey Egemen RAB! Öfkeni Yerusalim üzerine bosaltirken, geri kalan bütün Israillileri de mi yok edeceksin?›› diye haykirdim.

9:9 װ ̸õ ̽󿤰 ˾ Ͽ ǰ ϸ ҹ á ̴ ׵ ̸⸦ ȣͲ ƴϽŴ ̶

9:9 ‹‹Israil ve Yahuda halkinin günahi pek büyük›› diye karsilik verdi, ‹‹Ülke kan, kent haksizlik dolu. Onlar, ‹RAB ülkeyi birakti, RAB görmüyor› diyorlar.

9:10 ׷Ƿ ׵ Ʋ ƴϸ Ǯ ƴϰ Ӹ Ͻô

9:10 Ben de onlara acimayacak, onlari esirgemeyecegim. Yaptiklarini kendi baslarina getirecegim.››

9:11 ԰ 㸮 ׸ Ͽ ε ֲ Ͻ Ͽ̴ ϴ

9:11 Derken keten giysili, belinde yazi takimi olan adam, ‹‹Buyruklarini yerine getirdim›› diye haber verdi.

  10 / Hezekiel

10:1 ̿ ׷ Ӹ â Ÿµ

10:1 Baktim, Keruvlarin basi üzerindeki kubbenin üzerinde laciverttasindan tahta benzer bir nesne gördüm.

10:2 ϳ Ϸ ʴ ׷ ̷  ӿ տ Ͻø װ 

10:2 RAB keten giysili adama, ‹‹Keruvlarin altindaki tekerleklerin arasina gir. Avuçlarini Keruvlarin arasindaki ates közleriyle doldurup kentin üzerine közleri saç›› dedi. Adamin oraya girdigini gördüm.

10:3  ׷ ȶ㿡 ϸ

10:3 Adam oraya girdiginde, Keruvlar tapinagin güney tarafinda duruyordu. Bulut tapinagin iç avlusunu doldurdu.

10:4 ȣ ׷쿡 ö 濡 ϴ ϸ ȣ ȭο ä 㿡 Ͽ

10:4 RABbin görkemi Keruvlarin üzerinden ayrilip tapinagin esigine gitti. Tapinak bulutla doldu. Avlu RABbin görkeminin pariltisiyla doluydu.

10:5 ׷ Ҹ ٱ 鸮µ Ͻ ϳ Ͻô

10:5 Keruvlarin kanatlarinin sesi dis avludan bile duyuluyordu; tipki Her Seye Gücü Yeten Tanrinin sesi gibiydi.

10:6 ϳ ڿ Ͻñ⸦ ׷ ̿ ϶ ϼǷ װ 

10:6 RAB keten giysili adama, ‹‹Keruvlardan ve tekerleklerin arasindan ates al›› diye buyurunca, adam oraya girip bir tekerlegin yaninda durdu.

10:7 ׷ ׷ ̿ о ׷ ̿ ִ Ͽ տ ָ װ ޾ µ

10:7 Sonra Keruvlardan biri aralarindaki atese elini uzatti, biraz ates alip keten giysili adamin avuçlarina koydu. Adam atesi alip oradan ayrildi.

10:8 ׷ ؿ Ÿ

10:8 Keruvlarin kanatlari altinda insan eline benzer bir sekil göründü.

10:9 ׷ 翡 ִµ ׷ 翡 ְ ׷ 翡 Ȳ

10:9 Baktim, her Keruvun yaninda birer tane olmak üzere dört tekerlek gördüm. Tekerlekler sari yakut gibi parildiyordu.

10:10 Ѱ ġ ȿ ִ

10:10 Dördü de birbirine benziyor, iç içe girmis bir tekerlegi andiriyordu.

10:11 ׷ Ű ʰ ϵ Ű ʰ Ӹ ϸ

10:11 Hareket edince Keruvlarin baktiklari dört yönden birine dogru, saga sola dönmeden ilerliyordu. Ön tekerlek nereye yönelirse, öbür tekerlekler de onun ardinca gidiyordu.

10:12 հ ׷ ѷ ϴ

10:12 Keruvlarin bedenleri -sirtlari, elleri, kanatlari- ve dördünün de tekerlekleri çepeçevre gözlerle doluydu.

10:13 ̶ Īϸ

10:13 Tekerleklere ‹‹Dönen tekerlekler›› dendigini duydum.

10:14 ׷ ִµ ù ׷ ̿ ° ̿ ° ̿ ° ̴

10:14 Her Keruvun dört yüzü vardi: Birinci yüz öküz yüzüne, ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal yüzüne benziyordu.

10:15 ׷ ö󰡴 ׵ ׹ ̶

10:15 Keruvlar yukariya dogru yükseldi. Bunlar daha önce Kevar Irmagi kiyisinda gördügüm canli yaratiklardi.

10:16 ׷ 翡 ϰ ׷ ö󰡷 ƴϸ

10:16 Keruvlar hareket edince, yanlarindaki tekerlekler de hareket ediyor, Keruvlar yerden yükselmek için kanatlarini açinca, tekerlekler de yanlarindan ayrilmiyordu.

10:17 ׵ ̵鵵 ׵ ö󰡸 ̵鵵 Բ ö󰡴 ̴  ̴

10:17 Keruvlar durdugunda onlar da duruyor, Keruvlar yerden yükseldiginde onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratiklarin ruhu tekerleklerdeydi.

10:18 ȣ ׷ ӹ

10:18 RABbin görkemi tapinagin esiginden ayrilip Keruvlarin üzerinde durdu.

10:19 ׷ ö󰡴µ ׵ 翡 Բ ϴ ׵ ȣ  ӹ ̽ ϳ

10:19 Ben bakarken Keruvlar kanatlarini açip yerden yükseldi, tekerlekler de onlarla yükseldi. RABbin Tapinaginin Dogu Kapisinin girisinde durdular. Israil Tanrisinin görkemi onlarin üzerindeydi.

10:20 װ ׹ ̽ ϳ Ʒ ִ ̶ ׵ ׷ ƴ϶

10:20 Kevar Irmagi kiyisinda, Israil Tanrisinin altinda gördügüm ve Keruvlar oldugunu anladigim canli yaratiklar bunlardi.

10:21 󱼰 ؿ

10:21 Her birinin dört yüzü, dört kanadi vardi. Kanatlarinin altinda insan elini andiran bir sey vardi.

10:22 ׹ ̸ ̵ ׷ϸ ϴ

10:22 Yüzleri Kevar Irmagi kiyisinda gördügüm yüzlere benziyordu. Her biri dosdogru ilerliyordu.

  11 / Hezekiel

11:1 ȣ ̸ñ ̽ ִµ ߿ Ѽ Ƶ ߾ƻĿ 곪 Ƶ ׵ 鼺 ̶

11:1 Ruh beni yine yukariya kaldirip RABbin Tapinaginin Dogu Kapisina götürdü. Kapinin giris bölümünde yirmi bes adam vardi. Aralarinda halkin önderlerinden Azzur oglu Yaazanyayi, Benaya oglu Pelatyayi gördüm.

11:2 װ ̸õ ھ Ǹ ǰ ߿ Ҹ Ǫ ڴ϶

11:2 RAB bana, ‹‹Insanoglu, bunlar kötülük tasarlayan ve bu kentte kötü ögüt veren adamlardir›› dedi,

11:3 ׵ ƴ ǰ 츮 Ⱑ ȴ ϳ

11:3 ‹‹Onlar, ‹Yikim yakin degil, ev yapmanin zamanidir. Bu kent kazan, biz de etiz› diyorlar.

11:4 ׷Ƿ ھ ʴ ׵ ļ ϰ ϶

11:4 Bundan ötürü onlari uyar, ey insanoglu, onlari uyar.››

11:5 ȣ Ͽ ʴ ϱ⸦ ȣ ̽ Ӿ ̷ Ͽ Ͼ Ƴ

11:5 Sonra RABbin Ruhu üzerime inip sunlari söylememi buyurdu: ‹‹RAB söyle diyor: Ey Israil halki, neler söylediginizi ve neler düsündügünüzü bilirim.

11:6 Ͽ ü Ÿ ä

11:6 Bu kentte birçok kisi öldürdünüz, kentin sokaklarini ölülerle doldurdunuz.

11:7 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ߿ ü Ͽ 

11:7 ‹‹Bundan ötürü Egemen RAB söyle diyor: Oraya attiginiz ölüler et, kent de kazandir. Ama sizi kentin disina sürecegim.

11:8 ȣͰ ϳ Į ηϴ Į 񿡰 ϰ ϰ

11:8 Kiliçtan korktunuz, ama ben üzerinize kiliç gönderecegim. Egemen RAB böyle diyor.

11:9   Ÿ տ ٿ 񿡰

11:9 Sizi kentten çikarip yabancilarin eline teslim edecegim. Sizi cezalandiracagim.

11:10 Į 巯 ̶ ̽ 濡 ϸ ȣ ˸

11:10 Kiliçla öldürüleceksiniz. Sizi Israil sinirinda cezalandiracagim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.

11:11 ƴϰ  Ⱑ ƴ ̽ 濡 ϸ

11:11 Bu kent sizin için kazan olmayacak, siz de onun içinde et olmayacaksiniz. Sizi Israil sinirinda cezalandiracagim.

11:12 ȣ ˸ ʸ ġ ƴϸ Էʸ Ű ƴϰ 鿡 ִ ̹ Էʴ Ͽ϶ ϼ̴ ϶

11:12 O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz. Kurallarimi izlemediniz, ilkelerime uymadiniz; çevrenizdeki uluslarin ilkelerine uydunuz.››

11:13 ̿ 곪 Ƶ ױ 帮 ū Ҹ θ¢ ε ȣ ȣͿ ̽ ڸ ϰ Ͻó̱ ϴ϶

11:13 Ben peygamberlikte bulunurken Benaya oglu Pelatya öldü. Yüzüstü yere kapanip, ‹‹Ah, ey Egemen RAB! Geri kalan Israillileri büsbütün mü yok edeceksin?›› diye yüksek sesle haykirdim.

11:14 ȣ Ͽ

11:14 RAB bana söyle seslendi:

11:15 ھ 췽 Ź ģӰ ̽ Ͽ ̸⸦ ȣͿԼ ָ 츮 ־ ǰ Ͻ ̶ Ͽ

11:15 ‹‹Ey insanoglu, Yerusalimde yasayanlar senin kardeslerin, akrabalarin ve öbür Israilliler için, ‹Onlar RABden uzaklar, bu ülke mülk olarak bize verildi› demisler.››

11:16 ׷ ʴ ϱ⸦ ȣ ׵ ָ ̹  Ѱ 濡 ׵ ̸ 濡 ᰣ ׵鿡 Ұ Ǹ ϼ̴ ϰ

11:16 ‹‹Bu yüzden de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Onlari uzaktaki uluslar arasina gönderdim, ülkeler arasina dagittim. Öyleyken gittikleri ülkelerde kisa süre için onlara barinak oldum.›

11:17 ʴ ϱ⸦ ȣ   ̽ 񿡰 ָ ϼ̴ ϶

11:17 ‹‹De ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Sizi uluslar arasindan toplayacak, dagilmis oldugunuz ülkelerden geri getirecek, Israil ülkesini yeniden size verecegim.›

11:18 ׵ ׸  ̿ ǰ Ͽ

11:18 ‹‹Ülkeye dönecek, tiksindirici, igrenç putlari oradan söküp atacaklar.

11:19 ׵鿡 ġ ְ ӿ ָ ϰ ε巯 ־

11:19 Onlara tek bir yürek verecegim, içlerine yeni bir ruh koyacagim. Içlerindeki tas yüregi çikarip onlara etten bir yürek verecegim.

11:20 ʸ Էʸ ϰ ϸ ׵ 鼺 ǰ ׵ ϳ Ǹ

11:20 O zaman kurallarimi izleyecek, ilkelerime uymaya özen gösterecekler. Onlar halkim olacak, ben de onlarin Tanrisi olacagim.

11:21 ׷ ̿ Ͱ ڴ Ӹ ȣ ̴϶

11:21 Tiksindirici, igrenç putlara gönülden yönelenlere gelince, yaptiklarinin aynisini baslarina getirecegim. Böyle diyor Egemen RAB.››

11:22 ׷ µ 翡 ְ ̽ ϳ

11:22 Keruvlar kanatlarini açti, tekerlekler yanlarinda duruyordu. Israil Tanrisinin görkemi onlarin üzerindeydi.

11:23 ȣ ߿ ö󰡼 꿡 ӹ

11:23 RABbin görkemi kentin ortasindan yükselip kentin dogusundaki daga kondu.

11:24 ϳ ̻ ߿ ƿ ִ ߿ ̸ô ̻

11:24 Görümde Tanrinin Ruhu beni yukari kaldirip Kildan ülkesindeki sürgünlerin yanina götürdü. Sonra gördügüm görüm kayboldu.

11:25 ڵ鿡 ȣͲ ̽ Ϸ ϴ϶

11:25 Ben de RAB'bin bana gösterdigi her seyi sürgündekilere anlattim.

  12 / Hezekiel

12:1 ȣ Ͽ

12:1 RAB bana söyle seslendi:

12:2 ھ װ п ߿ ϵ ׵ ־ ƴϰ Ͱ ־ ƴϳ ׵ п ̴϶

12:2 ‹‹Insanoglu, asi bir halkin arasinda yasiyorsun. Gözleri varken görmüyor, kulaklari varken isitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir.

12:3 ھ ʴ ౸ غϰ ׵ ̻϶ װ óҸ ٸ ű ׵ п ̶ Ȥ

12:3 ‹‹Sen, insanoglu, sürgüne gidecekmis gibi esyani topla, onlarin gözü önünde, gündüzün yola çik, bulundugun yerden baska bir yere git. Kim bilir, asi bir halk olmalarina karsin seni görüp anlayabilirler.

12:4 ʴ ౸ ⸦ ̻ϴ ౸ ϰ ʴ ⸦ εǾ ϶

12:4 Gündüzün, halkin gözü önünde topladigin sürgün esyani çikar. Aksam yine onlarin gözü önünde sürgüne giden biri gibi yola çik.

12:5 ʴ հ ׸ ű

12:5 Onlar seni izlerken duvari delip esyani çikar.

12:6 įį ް ̴ ʸ ̽ ӿ ¡ ǰ ̴϶ Ͻñ

12:6 Seni izlerlerken esyani sirtlayip karanlikta tasi. Ülkeyi görmemek için yüzünü ört. Çünkü yapacaklarin Israil halki için bir uyari olacaktir.››

12:7 Ͽ ౸ ̻ϴ ౸ հ įį ౸ ٰ ް ϶

12:7 Bana verilen buyruk uyarinca davrandim. Gündüzün sürgüne gidecekmis gibi esyalarimi çikardim. Aksam elimle duvari deldim. Esyalarimi karanlikta çikarip onlar izlerken sirtimda tasidim.

12:8 Ʊ ħ ȣ Ͽ

12:8 Ertesi sabah RAB bana seslendi:

12:9 ھ ̽ п װ ⸦ ϴ ƴϴ

12:9 ‹‹Insanoglu, o asi Israil halki sana, ‹Ne yapiyorsun?› diye sormadi mi?

12:10 ʴ ׵鿡 ϱ⸦ ȣ ̰ 췽 հ  ִ ̽ ӿ ϼ̴ ϰ

12:10 ‹‹Onlara de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Yerusalimdeki önder ve orada yasayan bütün Israil halkina iliskin bir bildiridir bu.

12:11 ϱ⸦ ¡ ׵ Ͽ Ű

12:11 Ben sizin için bir uyariyim› de. Sana yaptigimin tipkisi onlara da yapilacak. Tutsak olarak sürgüne gidecekler.

12:12 հ ౸ ׸ ߿ ο ౸ ް ƴϷ ڱ 츮 ϶

12:12 ‹‹Onlarin önderi karanlikta esyasini sirtinda tasiyarak yola koyulacak. Esyasini çikarmak için duvarda bir gedik açacak. Ülkeyi görmemek için yüzünü örtecek.

12:13 ׹ ġ ù ɸ Ͽ ׸ ٺп ̸ װ ű⼭ Ͽ ϸ

12:13 Onun üzerine agimi atacagim, kurdugum tuzaga düsecek. Onu Babile, Kildan ülkesine götürecegim, ama ülkeyi göremeden orada ölecek.

12:14 ȣϴ ڿ δ ڸ Į

12:14 Çevresindekilerin tümünü -yardimcilarini, ordusunu- dünyanin dört bucagina dagitacagim. Yalin kiliç onlarin peslerine düsecegim.

12:15 ׵ ̹  ߿ ģ Ŀ ׵ ȣ ˸

12:15 Onlari uluslar arasina dagitip ülkelere sürdügümde, benim RAB oldugumu anlayacaklar.

12:16 ׷ Į ٰ ¿  Ͽ ׵ ̸ ̹ ߿ ڱ ڹϰ ϸ ׵ ȣ ˸

12:16 Gittikleri uluslarda yaptiklari bütün igrenç uygulamalari anlatmalari için aralarindan birkaç kisiyi kiliçtan, kitliktan, salgin hastaliktan sag birakacagim. Böylece benim RAB oldugumu anlayacaklar.››

12:17 ȣ Ͽ

12:17 RAB bana söyle seslendi:

12:18 ھ ʴ 鼭 Ĺ ԰ ٽϸ鼭 ø

12:18 ‹‹Insanoglu, yiyecegini titreyerek ye, suyunu korkudan ürpererek iç.

12:19 鼺 ϵ ȣͲ 췽 Źΰ ̽ Ͽ ̸ñ⸦ ׵ ٽϸ鼭 Ĺ 鼭 Ź Ͽ Ȳϰ ̶

12:19 Ülkede yasayan halka de ki, ‹Egemen RAB Israil ve Yerusalimde yasayanlar için söyle diyor: Yiyeceklerini umutsuzluk içinde yiyecek, sularini saskinlik içinde içecekler. Orada yasayanlarin yaptigi zorbalik yüzünden ülke issiz birakilacak.

12:20 ϴ Ȳϸ Ȳϸ ȣ ˸ ϼ̴ ϶

12:20 Halkin içinde yasadigi kentler yakilacak, ülke çöle dönüsecek. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.› ››

12:21 ȣ Ͽ

12:21 RAB bana söyle seslendi:

12:22 ھ ̽ ̸⸦ ð ϴ Ӵ ̴

12:22 ‹‹Insanoglu, Israilde yaygin olan, ‹Günler geçiyor, her görüm bosa çikiyor› deyisinin anlami nedir?

12:23 ׷Ƿ ʴ ׵鿡 ̸⸦ ȣ Ӵ ġ ϸ ٽô ̽  Ӵ ϸ ϼ̴ ϰ ׵鿡 ̸⸦

12:23 Onlara de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Ben bu deyise son verecegim. Bundan böyle Israilde bir daha söylenmeyecek.› Yine onlara de ki, ‹Her görümün yerine gelecegi günler yaklasti.

12:24 ̽ ߿ ź ó ÷ϴ ٽ ϸ ϶

12:24 Artik Israil halki arasinda yalan görüm ya da aldatici falcilik olmayacak.

12:25 ȣͶ ϸ ϴ ٽô ƴϰ ϸ п Ӿ ϰ ̷縮 ȣ ̴϶ ϼ̴ ϶

12:25 Ama ben RAB, ne dersem gecikmeden olacak. Siz, ey asi Israil halki, söylediklerimin tümünü sizin günlerinizde yerine getirecegim. Böyle diyor Egemen RAB.› ››

12:26 ȣ Ͽ

12:26 RAB bana söyle seslendi:

12:27 ھ ̽ ô ̶ װ Ͽ ϴµ ϳ

12:27 ‹‹Insanoglu, Israil halki, ‹Onun gördügü görüm uzak günler için, peygamberlik sözleri de uzak gelecekle ilgili› diyor.

12:28 ׷Ƿ ʴ ׵鿡 ̸⸦ ȣ ϳ ٽ ̷縮 ȣ ̴϶ ϼ̴ ϶

12:28 ‹‹Bundan ötürü onlara de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Söyledigim sözlerden hiçbiri artik gecikmeyecek, ne dersem olacak. Böyle diyor Egemen RAB.› ››

  13 / Hezekiel

13:1 ȣ Ͽ

13:1 RAB bana söyle seslendi:

13:2 ھ ʴ ̽ ϴ ڸ ļ ϵ ڱ ϴ ڿ ϱ⸦ ȣ

13:2 ‹‹Insanoglu, peygamberlikte bulunan Israil peygamberlerine karsi sen peygamberlik et. Kendiliginden peygamberlik eden o peygamberlere de ki, ‹RABbin sözüne kulak verin!

13:3 ȣ ڱ ɷ ϴ ڿ ȭ

13:3 Egemen RAB söyle diyor: Hiçbir görüm görmemis ama kurduklari hayaller uyarinca davranan akilsiz peygamberlerin vay basina!

13:4 ̽󿤾 ڵ Ȳ ִ ϶

13:4 Ey Israil, peygamberlerin yikintilar arasindaki çakallara benziyor.

13:5 ڵ ö ƴϿ ̽ Ͽ ȣ ϰ Ϸ ƴϿ϶

13:5 RABbin gününde Israil halkinin savasta direnmesi için gidip duvardaki gedikleri onarmadiniz.

13:6 ȣͲ ϼ̴ٰ ϴ ڵ ź Ͱ ̷⸦ ٶ ϰŴϿ ȣͰ ڰ ƴ϶

13:6 Onlarin görümleri uydurmadir. Yaptiklari yalan peygamberliklere RABbin sözüdür diyorlar. Oysa onlari ben göndermedim. Yine de söylediklerinin yerine gelecegini umuyorlar.

13:7 ϱ ȣ ̶ Ͽ ƴ ź ø ƴϳ

13:7 Ben söylemedigim halde, RABbin sözüdür diyorsunuz. Oysa gördügünüz görümler uydurma, yaptiginiz falcilik yalan degil mi?

13:8 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ź ϸ ġ ȣ ̴϶

13:8 ‹‹ ‹Bu yüzden Egemen RAB söyle diyor: Söylediginiz bos sözler, gördügünüz yalan görümlerden ötürü size karsiyim. Böyle diyor Egemen RAB.

13:9 ڵ ź ø ׵ ļ 鼺 ȸ ϰ ϸ ̽ ȣ ϵ ϰ ϸ ̽  ϰ ϸ ȣ ˸

13:9 Elim uydurma görüm gören, yalan yere falcilik eden peygamberlere karsi olacak. Onlar halkimin toplulugunda bulunmayacak, Israil halkinin kütügüne yazilmayacak, Israil ülkesine girmeyecekler. O zaman benim Egemen RAB oldugumu anlayacaksiniz.

13:10 ̷ ĥ ׵ 鼺 ȤϿ ִ ̶ Ȥ ׵ ȸĥ ϴµ

13:10 ‹‹ ‹Esenlik yokken esenlik diyerek halkimi aldatiyorlar. Biri dayaniksiz bir duvar yapinca, sahte peygamberler üzerine siva vuruyorlar.

13:11 ׷Ƿ ʴ ȸĥϴ ڿ ̸⸦ װ 찡 ū ڵ̰ dz ϸ

13:11 Duvari sivayanlara de ki: Duvar yikilacak; saganak yagmur yagacak, ardindan dolu yagdiracagim. Siddetli bir rüzgar çikip duvara karsi esecek.

13:12 Ȥ 񿡰 ϱ⸦ װͿ ĥ ȸ ִ ƴϰڴ

13:12 Duvar çökünce size, nerede duvara vurdugunuz siva demeyecekler mi?

13:13 ׷Ƿ ȣͰ ϳ гϿ dz ϰ Ͽ 츦 гϿ ū ڵ̷ Ѹϸ

13:13 ‹‹ ‹Onun için Egemen RAB söyle diyor: Öfkemden duvari yerle bir etmek için siddetli bir rüzgar gönderecegim; kizginligimdan saganak yagmur ve dolu yagdiracagim.

13:14 ȸĥ ̷ Ͽ Ѿ߸ ʸ 巯 ̶  ϸ ȣ ˸

13:14 Siva vurdugunuz duvari yikip yerle bir edecegim. Temeli açilip ortaya çikacak. Yikilacak ve altinda yok olacaksiniz. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.

13:15 ̿ 븦 ȸĥ ڿ ̷ 񿡰 ϱ⸦ 㵵 ĥ ڵ鵵 ϸ

13:15 Böylece öfkemi duvarin ve duvara siva vuranlarin üzerine bosaltacagim. Size duvar da duvara siva vuran da Yerusalimde esenlik yokken esenlik görümleri gören Israilli peygamberler de yok oldu diyecegim. Egemen RAB böyle diyor.› ››

13:16 ̵ 췽 Ͽ Ͽ ø ϴ ̽ ڵ̴϶ ȣ ̴϶ ϼ̴ ϶

13:17 ‹‹Sen, ey insanoglu, kendiliginden peygamberlik eden halkinin kizlarina yüzünü çevir. Onlara karsi peygamberlik et.

13:17 ھ 鼺 ڱ ϴ γ Ͽ ļ Ͽ

13:18 ̸⸦ ȣ ȥ ϰ Ͽ 漮 ȶҿ Ű Ű ū ڳ Ӹ Ͽ γ鿡 ȭ Ͽ 鼺 ȥ ϸ鼭 ڱ⸦ Ͽ ȥ 츮 ϴ

13:18 De ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Insanlari tuzaga düsürmek için herkese bilek bagi diken, her boyda bas örtüsü yapan kadinlarin vay basina! Kendi caninizi korurken halkimin canini mi tuzaga düsüreceksiniz?

13:19 ξ ŭ ξ Ͽ 鼺  ǰ Ͽ 鼺  ƴ ȥ ̰ ȥ 츮µ

13:19 Birkaç avuç arpayla birkaç dilim ekmek için halkimin arasinda beni küçük düsürdünüz. Yalana kulak veren halkima yalan söyleyerek ölümü hak etmemis canlari öldürdünüz, ölümü hak etmis canlari yasattiniz.

13:20 ׷Ƿ ȣͰ ϳ ϵ ȥ ϴ 漮 ȿ ó ȥ

13:20 ‹‹ ‹Bundan ötürü Egemen RAB söyle diyor: Insanlari kus gibi tuzaga düsüren sihirli bilek baglariniza karsiyim. Onlari bileklerinizden koparacagim. Kus gibi tuzaga düsürdügünüz insanlari özgür kilacagim.

13:21 鼺 տ ٽô տ ɹ ʰ ϸ ȣ ˸

13:21 Örtülerinizi yirtacak, halkimi elinizden kurtaracagim. Bir daha tuzaginiza düsmeyecekler. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.

13:22 ƴ ٽϰ ϸ Ͽ 濡 ϰ Ͽ

13:22 Madem incitmek istemedigim dogru kisinin cesaretini yalanlarinizla kirdiniz ve canini kurtarmak için kötü kisiyi kötü yolundan dönmemeye yüreklendirdiniz,

13:23 ٽô ź ø ϰ 鼺 տ ȣ ˸ ϼ̴ ϶

13:23 bir daha uydurma görümler görmeyecek, falcilik etmeyeceksiniz. Halkimi elinizden kurtaracagim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.› ››

  14 / Hezekiel

14:1 ̽ ξ ƿ տ

14:1 Israil ileri gelenlerinden kimisi gelip yanima oturdu.

14:2 ȣ Ͽ

14:2 O sirada RAB bana söyle seslendi:

14:3 ھ ڱ ̸ ˾ ġ ڱ տ ξ ׵ ⸦ ε 볳Ϸ

14:3 ‹‹Insanoglu, bu adamlarin yüregi putlara bagli. Diktikleri putlarin kendilerini günaha sokmasina olanak veriyorlar. Öyleyse onlarin bana danismasina izin vermeli miyim?

14:4 ׷ ʴ ׵鿡 Ͽ ̸ ȣͰ ϳ ̽ ߿ ̸ ˾ ġ ڱ տ ΰ ڿ ƿ ڿԴ ȣͰ ϸ

14:4 Bunun için onlarla konus ve de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Yüregini puta baglayan, diktigi putun kendisini günaha sokmasina olanak veren, sonra da peygambere danismaya gelen her Israilliye putlarinin çokluguna göre ben RAB kendim karsilik verecegim.

14:5 ̴ ̽ Ͽ ϿǷ ׵ ׵ ̴϶

14:5 Bunu, putlari yüzünden bana sirt çeviren Israil halkinin yüregini yeniden kendime çekmek için yapacagim.›

14:6 ׷ ʴ ̽ ӿ ̸⸦ ȣ

14:6 ‹‹Bu yüzden Israil halkina de ki, ‹Egemen RAB söyle diyor: Geri dönün! Putlarinizdan vazgeçin, igrenç uygulamalarinizi birakin!

14:7 ̽ Ӱ ̽  ϴ ߿ ڱ ̸ ˾ ġ ڱ տ ΰ ڱ⸦ Ͽ Ͽ ڿ ƿ ڿԴ ȣͰ ģ Ͽ

14:7 ‹‹ ‹Israil halkindan biri ya da Israilde yasayan bir yabanci benden ayrilir, yüregini putlara baglar, diktigi putlarin kendisini günaha sokmasina olanak verir, sonra da bana danismak üzere bir peygambere giderse, ben RAB kendim ona karsilik verecegim.

14:8 Ͽ ׵ ӴŸ ǰ Ͽ 鼺  ȣ ˸

14:8 O kisiye karsi çikacagim. Onu bir belirti, bir alay konusu yapip halkimin arasindan atacagim. O zaman benim RAB oldugumu anlayacaksiniz.

14:9 ڰ Ȥ ް ϸ ȣͰ ڷ Ȥ ް Ͽ̾Ͽ 켭 鼺 ̽  ׸ ̶

14:9 ‹‹ ‹Bir peygamber ayartilir da bir söz söylerse, onu ayartan benim. Elimi ona karsi uzatacagim, onu halkim Israilin arasindan çikarip yok edecegim.

14:10 ˾ǰ ׿ ˾ ڱ ˾ ϸ

14:10 Suçlarinin cezasini çekecekler. Peygamber de ona danisan da ayni sekilde cezalandirilacak.

14:11 ̴ ̽ ٽô ȤϿ ʰ ϸ ٽô ʰ Ͽ ׵ 鼺 ׵ ϳ Ƿ ̴϶ ȣ ̴϶ ϼ̴ ϶

14:11 Böylece Israil halki bir daha benden ayrilmayacak, günahlariyla kendilerini kirletmeyecekler. Onlar halkim olacaklar, ben de onlarin Tanrisi olacagim. Egemen RAB böyle diyor.› ››

14:12 ȣ Ͽ

14:12 RAB bana söyle seslendi:

14:13 ھ ҹϿ ϹǷ 켭 Ƿϴ 󿡼 ´

14:13 ‹‹Insanoglu, eger bir ülke bana sadakatsizlik eder, günah islerse, ben de o ülkeye karsi elimi uzatir, onu her türlü yiyecekten yoksun birakir, üzerine kitlik gönderir, insanlari ve hayvanlari yok edersem;

14:14 , ٴϿ, , ű ׵ ڱ Ƿ ڱ ȣ ̴϶

14:14 su üç adam -Nuh, Daniel, Eyüp- orada olsalar bile, dogruluklariyla ancak kendi canlarini kurtarabilirler. Egemen RAB böyle diyor. oldugundan bildigimiz Peygamber Daniel olmayabilir.

14:15 糪 Ͽ ϸ Ȳ Ͽ Ͽ ϰ Ѵ

14:15 ‹‹Ya da ülkeye yabanil hayvanlar gönderirsem ve ülkeyi kimsesiz birakirlarsa, ülke viraneye döner, hayvanlar yüzünden kimse içinden geçemezse;

14:16 ű ΰ ͼϳ ׵ ڳ൵ ϰ ڱ⸸ ڰ Ȳϸ ȣ ̴϶

14:16 Varligim hakki için diyor Egemen RAB, bu üç kisi o ülkede yasasa bile, ne ogullarini ne de kizlarini kurtarabilirler. Ancak kendi canlarini kurtarabilirler. Ülke ise viraneye döner.

14:17 Į ϰ ϰ ϱ⸦ Į ϶ Ͽ ű⼭ ´

14:17 ‹‹Ya da o ülkeye kiliç gönderir, ‹Kiliç ülkeyi yarsin› der, oradaki insanlari ve hayvanlari yok edersem;

14:18 ű ΰ ͼϳ ׵ ڳ൵ ϰ ڱ⸸ ȣ ̴϶

14:18 varligim hakki için diyor Egemen RAB, bu üç kisi orada olsa bile, ne ogullarini ne de kizlarini kurtarabilirler. Ancak kendi canlarini kurtarabilirler.

14:19 ¿ ű⼭ ´

14:19 ‹‹O ülkeye salgin hastalik gönderir, kan dökerek öfkemi yagdirir, oradaki insanlari ve hayvanlari yok edersem;

14:20 , ٴϿ, ű ΰ ͼϳ ׵ ڳ൵ ϰ ڱ Ƿ ڱ ȣ ̴϶ Ͻô϶

14:20 varligim hakki için diyor Egemen RAB, Nuh, Daniel ve Eyüp orada olsa bile, ne ogullarini ne de kizlarini kurtarabilirler. Dogruluklariyla ancak kendi canlarini kurtarabilirler.

14:21 ȣͲ Į ٰ 糪 ° ¿ 췽 Բ ߿ ذ ʰڴ

14:21 ‹‹Egemen RAB söyle diyor: Yerusalimdeki insanlari ve hayvanlari yok etmek için üzerine dört agir yargimi -kilici, kitligi, yabanil hayvanlari, salgin hastaligi- gönderdigimde daha neler neler olacak!

14:22 ׷  ϴ ڰ ־ ڳ̶ ׵ 񿡰Է ൿ 췽 Ͽ Ͽ θ ̶

14:22 Orada sag birakilacak kimi ogullariniz, kizlariniz olacak, çikip yaniniza gelecekler. Onlarin davranislarini ve yaptiklarini görünce, Yerusalimin basina getirdigim yikimdan ve her tür felaketten avuntu bulacaksiniz.

14:23 ൿ ׵ Ͽ θ ް 췽 ƴ ˸ ȣ ̴϶

14:23 Onlarin davranislarini ve yaptiklarini görünce avutulacak, Yerusalim'in basina getirdiklerimin amaçsiz olmadigini anlayacaksiniz. Egemen RAB böyle diyor.››